*Uyuşturucu bağımlısı olursun çünkü başka bir şey olmak isteyecek kadar güçlü bir motivasyonun yoktur.
*Eroini bıraktığınızda, ölmeye başlarsınız. Bağımlı asla bırakmaz. Çünkü bağımlı düzenli olarak temizlenir, bu da organizmanın küçülmesi ve eroine bağımlı hale gelen hücrelerin yenilenmesi anlamına gelir.
*Ben, eroin kullanarak epeyce şey öğrendim; morfinin damladığı iğne deliğinden hayatın aktığını gördüm. Eroin yoksunluğunun yarattığı sancılı mahrumiyeti, eroine susamış hücrelerin iğneye kavuştukları zaman nasıl rahatladıklarını öğrendim. Belki de alınan tüm zevk bu rahatlama duygusundan ibarettir. Hepsi kendi sefaletini yaşayan bir hücre dolusu sessiz ve hareketsiz bağımlı gördüm. Şikayet etmenin ya da bir yere gitmeye çalışmanın anlamsızlığının farkındaydılar. Hepsi hiç kimsenin bir diğerine yardım edemeyeceğini biliyordu. Bir başkasının size verebileceği bir anahtar, bir sır yoktur.
*Eroin, esrar ya da alkol gibi, hayattan alınan keyfi artırmaya yarayan bir araç değildir. Eroin öylesine bir alışkanlık değildir. Eroin bir yaşam biçimidir.
*"Bu aralar bulmak zor" dedi, bacağında damar arıyordu. Sonunda buldu ve sıvıyı, hava kabarcığı ile birlikte enjekte etti. "Hava kabarcıkları insanı öldürseydi, bir tek bağımlı bile hayatta kalamazdı" dedi, pantolonunu çekerken.
*Artık 130. Caddede bağlantıyı bekleyen eroinmanlar yok. Bağlantı başka bir yerlere gitti. Ama eroini hala orada hissedebilirsiniz. Köşede çarpar suratınıza, cadde boyunca takip eder ve ardından, siz yolunuza devam edince, hayal kırıklığına uğramış bir dilenci gibi peşinizi bırakır.
*Kimi zaman şanslı bir adama denk gelmek talihsiz bir adamın gidişatını değiştirebilir ama işler çoğunlukla bunun tam tersi olur.
*Her iğne yaptığınızda eroin oranını biraz artırır, kendi kendinize de "bu istisnaydı" dersiniz. Neticede eroin biter, alışkanlık kalır.
*Bir mahallede eroin olup olmadığını mahallenin görüntüsüne bakarak anlamıyorum. Bu bir tür his, yeraltında su arayan birinin suyun olduğu yeri tespit etmesi gibi. Öylece yürüyorum ve birden hücrelerimdeki eroin hareketleniyor ve "Eroin burada!" diyor.

*Petrol arayan yerbilimci nasıl belirli kayalara bakarak doğru yönü tayin etmeye çalışırsa, eroinin nerede olduğunu da belirli işaretlere bakarak bulmaya çalışırsınız. Eroin genelde varlığı belirsiz yerlerde ya da geçiş bölgelerinde bulunur: New York, Üçüncü bölge yakınındaki on dördüncü Batı bölgesi; New Orleans'ta Poydras ve St. Charles; New Mexico City'de San Juan Letran. Takma kol bacak, peruk, dişçilik malzemeleri, parfüm, pomat, krem satan dükkanların, ne iş yaptığı tam anlaşılmayan iş kollarının varoşa temas ettiği noktalardadır eroin.
*Bir kullanıcının, isterse eroini on yıldır bırakmış olsun, bir eroinman olduğunu anlarsınız. Eroin izi kalıcıdır.
*Bazen bir rüyadan uyanır ve "Tanrı'ya şükürler olsun, gerçekten öyle bir şey yapmamışım!" dersiniz. Kayıp bir zamanda olanları bir araya getirmeye çalışırken, "Tanrım, gerçekten yaptım mı öyle bir şey?" diye düşünürsünüz. Bunu söylemekle düşünmek arasındaki çizgi neredeyse belirsizdir. Bunu söylediniz mi yoksa sadece düşündünüz mü?
*Bazı insanlar vardır, eroinmana benzerler ama aslında değillerdir. Aynen bazı insanların ibneye benzemeleri ama aslında ibne olmamaları gibi. Bu sorun yaratan bir tiptir.