06 Ocak 2013

Daha Dün Annemin Kolları Sıcacıktı


  Sabah ezanı okunurken bir sigara yakıyorum. Çünkü artık hava karanlıkken duyduğum sesler korkunç gelmiyor. Çünkü artık hava karanlıkken ezandan başka sesler de oluyor. Mesela "seni seviyorum" diyorlar bazen bana, bazen de "sen katilsin" diyorlar. Nedenini soramıyorum hiç. Geçen gün İrlandalı aksanıyla konuşulan İngilizce birşeyler duydum. İngilizcem o kadar iyi değil. Gerçi bir İrlandalı Türkçe konuşsa onu da anlayamam ben. Türkçem de o kadar iyi değil.

  Ben bazen Türk olduğum için utanıyorum. Türk olup olmadığımı tam olarak bilmiyorum, araştırmadım ama bana Türk olduğumu söylediler. Aslında ben daha çok insan olduğum için utanıyorum. Belki bir kahve fincanı olsam kahve fincanı olmaktan utanırdım ama henüz hiç kahve fincanı olma fırsatım olmadı. Bazen bunun üzerine düşünüyorum işte. Ben hiç birbirini kıran kahve fincanı görmedim ama çok kahve fincanı kırdım. Komşununkiler dahil değil. Ben hiç yere çöp atan kahve fincanı görmedim ama sokakta çekirdek çitlemek çok zevkliydi. Sigara izmaritleri suçlu değildir.

  Kendimle ilgili birşeyler yazmaktan nefret ediyorum. Bilgisayar klavyesi çok anlamlı sesler çıkarmıyor zaten. Klasik müzik de yeterince efkârlı değil. Dinlemem demiyorum. Ne zaman ekmek almaya gitsem anahtarımı evde unutuyorum. Çocukluğuma inmem gerek, umarım annem kızmaz. 

Emin EREN
06 Ocak 2013 Pazar 06.35